
Meğer Mimar Sinan'ın vasiyetiymiş: Her yıl, Muharrem ayının 10. gününde aşure dağıtılırken anılmayı istemiş. Bugün Minar Sinan Vakfı'nın Mimar Sinan'ı anma etkinliğinden sonra koca kazanlarda herkese aşure dağıtıldı.
Mimar Sinan'ın yalnızca bir mimar değil, aynı zamanda hem bir sanatçı hem bir mühendis, hem de bir toplumbilimci. Bugün de onu anan ve sonra da aşure kazanlarının başında toplanan öğrenciler, tarihçiler, sosyologlar, gazeteciler, yazarlar, edebiyatçılar, mimarlar, avukatlar ve semt halkından olan bakırcılar, esnaf, hamallar, ev kadınları ve tabi ki çocuklar vardı :)
Aşure, biliyoruz ki her yöreye göre farklı yapılıyor. Ancak aşurenin ana malzemesi değişmiyor:
su, şeker, buğday, kuru fasulye ve nohut. Ege'de kuru incir, Tunceli'de mercimek, Antep'te fıstık, Antalya'da portakal... dediğim gibi her yere göre değişen bir tat... Tatlılık oranı ve yoğunluğu da yapana göre değişiyor.
Bir de aşureyle, yani bir tat ile kurulan bağ ve o tadın tekrar edilmesiyle yaşatılan söylemler, gelenekler ve ilişkiler var. Bereketin ve zenginliğin paylaşılması, İslam’a ve Allah’a bağlılık, cemaat içinde dayanışma ve yardımlaşma, geleneğe uyma ve geleneği yaşatma bunlardan bazıları
Apartman ve stüdyo hayatına geçen ve ne mahalle ile ne de aileyle bağı olmayan ya da yakın bağı olmayanlar için ise aşure bu ilişkilerden kopmuş durumda. Göç ile hızla nüfusu artan ve megalopolleşen İstanbul’da bu tatlının evlerde hazırlanması ve paylaşılması komşular arasında yabancılaşma, güvensizlik, inanca ve geleneğe bağlılığın azalması, zamanın kent yaşamındaki başka etkinliklere yönlendirilmesi, farklı, yeni yahut moda tatlı çeşitlerine yönelinmesi gibi nedenlerden ötürü giderek azalmış durumda.
Megalopolisin içinde aşure, temsil ettiği değerlerden alınacak tatmin ve haz (ki bu bir hiper gerçekliktir) ile birlikte İstanbul’daki tatlı dükkânlarında ve pastanelerde tüketime hazır bir metaya dönüşmüş durumda. Gündelik hayatın içinde artı değerin bir yiyecek maddesi üzerinden paylaşılmaması, kentte yaşayan ve birbirini tanımayan, değişik kültürlerdeki insanlar arasındaki paylaşımın ve diyaloğun başka bağlarla gerçekleştirildiğine işaret ediyor.